Kırşehir
ANADOLU’NUN YİĞİT GENCİ
BURDA ALMANCI, ORDA YABANCI.
Zafer Çam
Gurbet acı olsa da geçim daha acıydı.
Anadolu insanı cefalarda.
Köy hayatı daralıyordu.
Köyler şehirlere şehirler metropollere göç veriyordu.
Göç edenlerin tek derdi iş ve aş dı.
İşini bulan mutluydu.
Rızkını bulan evine aş götürüyordu.
Anadolu’nun genç delikanlılarına yeni bir umut doğmuştu.
Anadolu’dan Yurt dışına göç vardı.
Avrupa savaştan çıkmış iş gücüne ihtiyacı vardı.
Anadolu’nun yiğit gençlerine iş kapısı açılmıştı.
Köyden Avrupa’ya göç başlamıştı.
Altmışlı yıllarda Avrupa garları, döküm fabrikaları Türklere merhaba demişti.
Avrupa devletlerine ilk işçi olarak gidenler uzan kalmayacaklardı.
Kader öyle demiyordu giden dönmüyordu.
Ailesini de Avrupa’ya götürenlerin yeni bir vatanı olmuştu.
Anadoludan uzak ülkeler onların vatanı olmuştu.
Bir ev parası, bir traktör, bir tarla parası biriktirmek için
geldiler, bir iki yıla döneriz dediler,
Sevdiklerine hasret, Vatan özlemi ile yanıp,
gurbeti mesken edindiler,
Gençliklerini kaybettiler.
Bir çoklarının dünyası değişti.
Avrupa uçurumlarında kayıp oldular.
Parasına sahip olanlar zengin oldular.
Mutlu olmadılar.
Avrupa’da kara kafalı oldular.
Yabancı muamelesi gördüler,
Vatana geldiler Almancı dediler.
Kazık yediler.
Evlendiler yuva kurdular.
Bir yol boyunca izin hasretiyle mutlu oldular.
Kimisi gurbet yollarında vatan hasretiyle öldüler.
Bir çok ocaklar söndü.
Çocuklar yetim, eşler dul kaldı.
Gençlik gitmişti belleri bükülmüştü hala gurbetteydiler.
Uçak koltuklarında giden bedenler.
Uçağın altında memlekete döndüler.
Babalarının, analarının yanında komşu oldular.
Gurbette yeseler de, içseler de, para kazanıp iş yerleri kursalar da, ev, villa alsalar da özlemleri doğdukları vatanlarıydı.
Vasiyetleri ölürsek vatan toprağına götürün derlerdi.
Öylede oluyor gülerek gidenler ağlayarak geliyor.
Ezanla başlıyor gurbet yolculuğu, sela ile bitiyor.
.
.