Bürokratik engellerin ortadan kaldırıldığından bahsedilse de.

Hala ağır aksak devam ediyor.

Bizler çocukluk yıllarından biliriz, vatandaş zaruri durumlarda bile devletin kapısına gönülsüz giderdi.

Hatta nüfus dairesine yeni doğan çocuğunu kaydettirmeye bile çocuk ilkokula başlama zamanına kadar gitmez veya köyün muhtarını beraberinde götürürdü.

Bugün biraz iyileşmiş gibi olsa da aynı alışkanlık devam ediyor.

Cumhurbaşkanı bürokrasiyi ortadan kaldırın diyor, dedikçe devam ediyor.

Devlet kurumları neden ağır işler.

Yıllardır bu ülkede halk devletin ağır işlediğinden, bürokrasi işlerinin çok olduğundan bahseder.

Devlet kurumlarında memurdan, işçiden, müdürden geçilmiyor.

Vatandaş işlerin yavaş ve aksak gitmesinden rahatsız. Bu devrin gerisinde kalmış bürokrasiden rahatsız.

Özel sektörde az insan gücüyle daha çok hizmet verilirken.

Devlet birimlerinde kadro şişmiş, işler ağır yürüyor. Kimse sorumluluk almıyor.

Dijital çağda yaşıyoruz her şey bir tuşun üzerinde olsa da devlet eski alışkanlığından bir türlü vaz geçmiyor.

Gelen atanmış kendisini yenileyemiyor, aynı tempoya uyuyor.

Ne bu uyuşukluk, işler neden böyle diyen Müdür de görevinden oluyor.

Ehil olmayanlar, birilerinin ricasıyla, torpille, müdür oluyor.

Devlet kurumlarında ki sorunlara pratik çözümler üretilmiyor.

Hele hele yerelde çözümler üretilmediği için işler gecikmeli gidiyor..

Alınan kararların çok gecikmeli döndüğünden insanlar devlete bulaşmayım diye de dertleniyor.

Bazı dönemler devlet kırtasiyeyi azalttı, azaltıyor desek de.

Bürokratik engeller yüzünden ilimize yatırım gelmiyor, gelene de sahip çıkılmıyor.

Gerekçe beli sahiplenilmeyişleri…

Türkiye’de ne yazık ki değiştirilemeyen bir bürokratik sistem var. Hangi siyasi parti gelirse gelsin, iktidar, lider ne kadar güçlü olursa olsun bu sistemi aşamıyor.

Ülkede bürokrasi yıllardır özellikle zinde tutulmuştur.

Bürokrasi de gereğinden fazla devleti sahiplenerek vatandaşı devletten uzak tutmaya azami çaba harcamıştır.

Bürokrasinin hantal yapısı, uzun ve yorucu bürokratik işlemler, bürokratlarımızın inisiyatif almaması, kurumların çoğunda girişimcilerin işinin yokuşa sürülmesi gibi yüzlerce sorun iş yapmak isteyenlerin önün de büyük bir engel olmuş.

İktidar, üreten kesime ne kadar çok destek sağlarsa sağlasın, bu teşvik ve desteklere ulaşmada karşılaşılan türlü bürokratik engeller girişimcileri daha işin başında bezdiriyor.

Bürokraside “bugün git, yarın gel” döneminin kapanması gerekmekte.

Her şeyin bu denli hızlı değiştiği ve geliştiği bu çağa Türk bürokrasisi de ayak uydurmak zorunda.

Bürokrasideki aksaklıkları ortadan kaldırmak için bazen güçlü adamlar devreye sokulur.

Torpilsiz üstesinden geleceği bir iş değildir, vatandaşın ne kadar haklı ve meşru talebi olsa da mevzuatlar bahane edilerek ilk başvuruya olumsuz bir tablo çizilir, sonrada “sinsice” siyasi nüfuz olarak arkasında kim var araştırılması yapılır.

Eğer tıkanan işe hızlandırıcı torpil müdahalesi yoksa o zaman elindeki belgelerde eksikler bulunur, şunları da istiyorum’a kadar gider.

Bunun için bir an önce halk devlet ilişkisini daha da kolaylaştıracak adımlar atılmalı derim.