Kırşehir
DÜNYAMIZ DEĞİŞTİ
Mehmet Emin Turpçu
Doğduğumuz yer, mekân bizlerin memleketi en sevdiğimiz yer halini alıyor. Bu köy, belde, ilçe veya şehir olabilir.
Ellili, atmıştı yıllarda şehirdeki mahallelerin köyden farkı yoktu. Mahallelerimiz en fazla iki katlı taş ve kerpiçten yapılmış konak ve tek katlı evlerden ibaretti.
Her evin bahçesi, ahırı vardı,
yaşam şeklimiz köylerle benzerlik göstermekteydi.
Dağların arasında, şırıl şırıl akan küçük dereler, kendine özgü küçük ağaçlıkları olan, ceviz, erik, zerdali, elma, vişne, kiraz bahçeleri ile donatılmış, düzlüklere ve yamaçlara kurulan alanlarıyla ayrı bir güzellik içinde mahallelerimiz, köylerimiz vardı.
Komşuluk ilişkileri, saygı ve sevgiler, insani ilişkiler bu güne göre daha samimi idi. Düğünlere eş, dost ve akrabaların gelmesi, çeşit çeşit düğün yemeklerinin imece usulüyle yapılması ayrı bir haz verirdi.
Evlerin önündeki dutların, eriklerin, kirazların bereketi çocukların ve ihtiyarların yüzlerini güldürür, ekilen buğdaylar, yapılan sebzeler ağızlara lezzet verir, karınları doyururdu.
Bağları bahçeleri küçük ve büyükbaş hayvanları dolu idi, at ve eşekleri taşımacılığı en güzel şekilde yapar, tavuklar, kediler, köpekler sokakların gezmecileriydi.
Şırıl şırıl, tertemiz akan derelerde hem yüzülür, hem de balıklar tutulurdu, annelerimiz, teyzelerimiz evde kirlenen çamaşırları derenin kenarında yaktıkları ateşte kazanlarda kaynatarak temizlerdi.
Araziler parçalanmaya başladı, karınlarını doyurma, sırtlarını örtme imkânının azaldığı köylerimiz şehirlere akın etmeye başladı.
Şehir hayatının şartları köyden daha güzel olmaya başlayınca, geçimi sağlamak için göçler arttı.
Yaşları ellinin üzerinde olanlar köyde yaşamlarını sürdürürken, gençler ya okumak için, ya da iş bulmak için sanayileşmiş, beton yığını olmuş şehirlere akın etmeye başladı.
Köy hayatında yaşanan her şey doğaldı. Son 30 yılda köy hayatını bitirip, şehirli olup, herşeyi hazır almaya başlayınca dünyamız da değişti.
Kapitalizm, kolaydan para kazanma hırsı, Ortadoğu’da savaşlar, korona, ardından Rusya, Ukrayna savaşı, dünyanın dengesi bozuldu.
Ekmek sepeti olarak bilinen Ukrayna ve Rusya’da yaşanan savaş nedeniyle buğday, Ayçekirdeği, mısır … fiyatları zirve yapmış durumda, diğer ürünlerde de dünyada gıda krizi etkisini giderek artırmaya başladı.
Biz köyden şehire gelip her şeyi hazır almaya başlayınca sanki tüm dünyada tarım ve hayvancılık durdu, doğallık bitti, sunnileşti, merdiven altı üretim çoğaldı.
Sahtekar üreticiler türedi.
Yasal boşluktan ve denetimsizlikten istifade eden cambazlar, vurguncular, hesaba çekileceklerini hesap ettikleri halde üç kuruş uğruna gıdalarımızla oynamaya başladılar.
Hatta Ölmüş (mundar) hayvanların etlerini yemeklerimize kattılar.
Güya kazandılar, o kazançları onlara hayr etmeyecek, cezalarını en kısa zamanda, en ağır şekilde çekecekler inşaallah demekle kalmayıp gerekli yerlere şikayetlerin artması ve denetimlerin sık ve sağlıklı yapılması dileğiyle.
Naylon hayattan, hazır gıdalardan tekrar doğallığa dönebilme ümidiyle.
.
.