KAZAKİSTAN VE ÖZBEKİSTAN’DA GÖRDÜKLERİM 5 « Kırşehir Kısa Haber

KAZAKİSTAN VE ÖZBEKİSTAN’DA GÖRDÜKLERİM 5

Bu haber 07 Kasım 2022 - 21:05 'de eklendi ve kez görüntülendi.

Kırşehir

KAZAKİSTAN VE ÖZBEKİSTAN’DA GÖRDÜKLERİM 5

Prof. Dr. Ahmet Gökbel

ÖZBEKİSTAN

Taşkent Yolculuğumuz bir saat 20 dakika sürdü. 12.30 gibi (Özbekistan yerel saati ile 11.30) Taşkent havaalanına indik.

Yarım saat süren işlemlerin ardından havalimanından çıkış yaptık. Fuar organizasyonunun bizi almak için görevlendirdiği iki kişi bizi karşıladı. Arabalarına aldılar ve otelimize gitmek üzere havalimanından ayrıldık.

Karşılayanlarla otele giderken konuşup tanıştık. Her ikisi de anlaşılır şekilde Türkçe konuşabiliyordu. Özellikle birinin çok daha düzgün Türkçesi vardı.

Yakup EBRUYEV adındaki bu şahıs, 1996 yılında Uludağ Üniversitesi İ. İ. B. Fakültesi Kamu Yönetimi bölümünden mezun olmuş. Arabada tanışınca kendisinin Türkiye’de üniversiteyi bitirdiğini, fuar için Türkiye’den gelen misafirlerimiz için yapılması gereken ne varsa yapıp yardımda bulunacaklarını ifade etti.

Bu şahsın yaklaşımı beni son derece mutlu etti. İşte bizim Özbekistan’da bulunma amacımızda buydu.

Buradaki öğrenci fuarına katılıp lise son sınıf öğrencileriyle buluşarak üniversitemiz ve şehrimizi tanıtacağız.

Ayrıca bu fuar vesilesiyle Özbekistan’da iyi bir alt yapı oluşturmak için yeni insanlar tespit edip onlarla daha sonra devamlı irtibatlı olacağız.

Bu vesileyle de üniversitemize ve Kırşehir’imize Özbekistan’dan da devamlı öğrenci getirebilelim.
Adı geçen iki kişi bizi kalacağımız ve aynı zamanda fuarın gerçekleştiği otele getirdiler.

Hızlı bir şekilde otele giriş yapıp eşyalarımı koyduktan sonra fuarın yapıldığı alana geçtim. Fuar saat 10.00’da başlamış.

Oldukça kalabalık. Taşkent’teki çeşitli liselerden gelen öğrenciler, fuara Türkiye’den katılan üniversitelere ait masalarda her üniversitenin görevlilerinden kendi üniversiteleriyle ilgili bilgiler alıyordu.

Erman Bey’i üniversitemiz adına hazırlıkları yapması için bir gün önce Almatı’dan Taşkent’e göndermiştim. Sağ olsun sabah erkenden kalkıp üniversitemize ait masayı hazırlamış ve gelen öğrencilere üniversitemiz ve şehrimizle ilgili bilgiler veriyor ve soruları cevaplamaya çalışıyor.

Rektör Bey de bir öncesi akşamı fuar için Taşkent’e geldi. Açılışa katılıp bir konuşma yaparak üniversitemizin bölümleri, eğitim durumu, imkânları ve şehrimizle ilgili önemli bilgiler vermiş.

Rektör Bey’le ayaküstü biraz görüşüp Kazakistan ziyaretimizle ilgili bilgiler verdim. Kendisi rektörlerden oluşan bir heyetle Özbekistan eğitim bakanlığına yapılacak bir ziyaret için hazırlık yapıyordu.

Ben de fuarda üniversitemizin tanıtımına katkı sağlamak için üniversitemize ait masaya geçtim.

Saat 12.30’dan 16.00’a kadar üniversitemize ait masada durup Erman Bey’le beraber gelen öğrencilerle sohbet etme ve üniversitemizi anlatma imkânım oldu.

Ayrıca diğer üniversitelerden gelen temsilcilerle tanışma fırsatı buldum. Saat 16.30 gibi o günkü fuar sonlandırıldı.
Bu arada akşam saat 20.30’da Özbekistan Eğitim Bakanlığından bazı yetkililerin de katılacağı farklı bir mekânda bir akşam yemeği programı duyuruldu.

Yemek vaktine kadarki zamanı değerlendirmemiz gerekiyordu. Diğer üniversitelerden bazı arkadaşlarında katıldığı bir grupla şehirde biraz yürümek ve en azından Taşkent’in bir iki caddesi de olsa gözlemlemek istedik.

Otelimize çok uzak olmayan belli yerleri gezdik. Bir iki yerde oturarak çay içip sohbet ettik.
Edindiğim bilgilere göre Özbekistan, yaklaşık beşte dördü düzlük alanlardan oluşan, özellikle orta ve kuzeybatı kesimleri ova ve platoların yer aldığı sade bir topografyaya sahip bir ülke.

Aral gölünün güneyindeki Amuderya deltası ile Turan, Taşkent, Semerkant, Buhara, Fergana ovaları ve Kızılkum çölü başlıca düzlük alanları teşkil etmektedir.

Tanrı dağları (Tien Şan) ile Pamir dağlarının batı uzantılarının meydana getirdiği dağlık alanlar ülkenin güneydoğusunda bulunmakta.

Ülke topraklarının yaklaşık % 10’u ancak çalı ve orman formasyonuyla kaplı imiş. Böyle olmasına rağmen Taşkent, yeşillik ve yeşil alan bakımından beklediğimden daha iyi.

Özbekistan’ın başkenti Taşkent canlı ve diri bir şehir.

Bazı Özbeklerden aldığım bilgilere göre özellikle son yıllarda maddi ve manevî imar hareketleri gözle görülür derecede artış göstermiş.

İslâm Medeniyet Merkezi adıyla devasa bir külliye inşası devam ediyormuş.

Bir dönem harabeye dönüşmüş tarihi yapılar, türbeler ve bazı medreselerin bir kısmı büyük bir itina ile aslına uygun olarak tamir edilmiş ve kalanı da edilmeye devam ediyormuş.

Köklerle kurulan bu bağ, şehre ayrı bir asalet de vermiş.

Özbekistan’da dini hizmetler, özerk bir yapı olan Özbekistan Müslümanları İdari Vakfı tarafından organize ediliyormuş.

Daha önce Orta Asya’da Kazakistan ve Kırgızistan’ı birden fazla gidip görme fırsatım oldu.

Özbekistan’a ilk defa geliyorum. Diğer iki ülkeden bazı farklılıklar arz ettiğini gözlemliyorum.

Diğerleri gibi Özbekistan da zamanında Sovyet zulmü ve baskısını yaşasa da tarihi, dini ve kültürel alt yapısını kısmen de olsa muhafaza edebildiği anlaşılıyor.

Bu konuyu Buhara ve Semerkant şehirlerini gezdikten sonra daha iyi değerlendirebileceğimi düşünüyorum.

Uygun bir mekânda çay içip biraz sohbet ettikten sonra şehir gezimiz devam etti. Cadde üzerinde yürürken Beş Kazan adında büyük bir lokantaya rastladık.

Bize rehberlik eden bir arkadaş, bu lokantanın meşhur Özbek pilavının şehirde en fazla yapıldığı yer olduğunu söyledi.

Akşam yemek programımız olsa da bazı arkadaşların isteği üzerine bu mekânı görmek için içeri girdik.

Lokantanın avlusunda beş büyük kazan var.

Günlük 10 bin kişilik pilav yapılıyormuş.

Kazanlarda yapılan pilavlar büyük küreklerle karıştırılıyor.

Bir masaya oturarak tadımlık da olsa biraz pilav tattık. İçerisine farklı baharat, sebze ve meyvenin katılarak yapıldığı bol yağlı bir pilav.

Her ne kadar bizim alışık olduğumuz pilavdan biraz farklı olsa da leziz ve güzel.

İlgili mekândan ayrıldıktan sonra yine gezerek otelimize doğru yürümeye devam ettik.

Yolda yürürken ister istemez insanın bazı şeyler dikkatini çekiyor.

Örneğin cadde üzerinde kaldırımlar üzerindeki bazı seyyar satıcıların sattıkları şeyler arasında açık sigara paketlerinin olması, yani insanlara adet olarak sigara satılması ülkenin fakir ve insanların alım gücünün zayıf olduğunu göstermesi bakımından önemli.

Saat 20.00 gibi otelimize döndük.
Yorulmamıza rağmen akşam saat 20.30’daki yemeğe katılmamız gerekiyordu.

Nitekim 20.15’de bir otobüs ile yemek yiyeceğimiz mekâna hareket ettik.

Güzel bir mekânda yerel Özbek yemekleri ikram edildi.

Kazakistan ve Kırgızistan gibi Özbekistan’da da yemekler hamur ve et ağırlıklı.

Gittiğimiz lokantada yaklaşık iki buçuk saat kaldık. Tanışma ve kaynaşma adına güzel bir akşamdı.

Saat 23.00 gibi otele döndük. Yoğun ve yorucu bir gün sonrasında herkes istirahate çekildi.

(Prof. Dr. Ahmet Gökbel’in yazı dizisi seri olarak devam edecek)

 

.

Prof. Dr. Ahmet GÖKBELahmetgokbel@kirsehirkisahaber.com

HABER HAKKINDA GÖRÜŞ BELİRT

Yorum Yok

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.

tesettürlü escortfatih escorttürbanlı escorttravesti escorttaksim escortbeylikdüzü escortçapa escort