MENFAATÇİLERİN SİYASETİ

Zafer Çam Kırşehir

İnsanlık her yönüyle yozlaşıyor.

Menfaatçilik ve çıkar hastalığı vücuda girmeye görsün girdikten sonar tedavisi yok.

Kanser gibi vücudu yiyip tüketiyor.

İnsanoğlu menfaatinin esiri oluyor, çıkarının peşinde kayboluyor.

Menfaatçiler sana karşı bir başka, uzaklaşınca bir başka oluyor.

Dost görünüyor, düşman gibi vuruyor.

Sonrada yanına gelip senden görünüyor.

“Ya göründüğün gibi olacaksın, ya da olduğun gibi görüneceksin”.

Bu söz güzel olsa da söze uyan var mı?

Ben kendi adıma bugüne kadar göründüğü gibi olan insanları çok az gördüm.

Yaşım ilerledikçe daha da çok şahit oluyorum.

Etrafımıza baktığımızda menfaatçi ve çıkarcı o kadar çok insan var ki.

Ama biz onları sadece dış görünüşleri ile bize benzetip, söylemlerine bakarak da bizden zannediyoruz.

Dıştan bize farklı gözüküp ama içten kendi sinsiliklerini, hinliklerini, cinliklerini planlayıp uyguladıklarını göremiyoruz.

Bunları düşman gibi görmediğimizden “Düşmanınızın silahı ile silahlanın” sözünü dahi dikkate alıp ona göre davranamıyoruz.

Menfaatçileri siyasi arenada daha çok görüyorsunuz.

Sizin yanınıza gelip ağabey şu konuda ne düşünüyorsun diyor siz de fikrinizi söylüyorsunuz.

Birde bakmışsınız sizin sözünüz değişmiş allanmış, pullanmış birilerine servis edilmiş.

Servis etse de çok umurumda değil.

Benim sözümü allayıp pullamana gerek yok, ben zaten sözümün hep arkasındayım.

Hiçbir zaman arkasında duramayacağım, bir sözü, ne yazdım, nede konuştum.

Ne yazdıysam, ne konuştuysam, hep arkasındayım bugünde böyle yârinde öyle olacak inşallah.

Aslın da bu menfaatçi yüzler senden, benden gibi gözükürler ama asla bizden değillerdir.

Bugün siyasi gücün etrafında toplanan bu menfaatçiler, çıkarcılar göründükleri gibi değiller.

Çünkü bunlar Allah’ın lanetlediği münafıklardır.

Bir gün anne kurt yavrusunu ininden çıkartıp tepeye götürmüş. Aşağıdaki sürüyü göstererek:

“Bak evlat! Bunlar koyundur, etleri lezzetlidir, yakalamak da kolaydır.

Bunlarla besleniriz, bizim rızkımız bundan.

Sonra yavrukurt çobanı gösterip:

Bu kim?

Anne kurt:

O çobandır, çok dikkat etmelisin ona.

Bu sırada yavrunun gözü çoban köpeğine ilişmiş ve sormuş:

Ya şu bize benzeyen nedir?

Kurt derin bir oooof çekerek:

O, bize benzeyip bizden olmayandır, asıl evimizi yıkan odur” demiş.

Yaşanmış gibi anlatılan bu kıssa günümüz insanlarını ne güzel tasvir etmiş değil mi?

Bize düşen dostu düşmanı iyi bilmek, ona göre tedbir almak olsa da, bazen Âdemliğimiz tutuyor kandırılabiliyoruz.

Zaman çıkarcıların, menfaatçilerin,siyasetçilerin cirit attığı zaman..

Bu gün beni en çok derinden vuran ise çıkarcıların, menfaatçilerin bende Müslüman’ım demeleri.

Bırakın bunların Müslüman’ım demelerini, Allah kitabı Kuran’da bunlar için ne güzel buyuruyor sizler Müslümanlardan değilsiniz, sizler münafıklardansınız.

Müslüman’ın ölçüsü Kuran ve peygamber (s.a.v) örnek hayatı değil mi?

Müslüman’san Kuran’ı hayatın her alanına koyacaksın.

Başın dardayken Allah’ı, kutsal gecelerde Kuran’ı Arapça anlamadan okuyup, sonrada meydanlarda dindarlık satmayacaksın, menfaatine ve çıkarlarına alet etmeyeceksin.

.