.
SEÇİLMİŞ DE ATANMIŞ DA ÖNCE CAN DİYOR
Zafer Çam Kırşehir
Ne kadar garip bir ülkeyiz.
Seçilmiş olsun atanmış olsun.
Mührü eline alan Süleyman benim diyor…
Süleyman’da hak, hukuk, adalet, ahlak vardı.
Bunlar hep bana, hep bana diyor.
Bir kurumun başına gelindiğinde, ilk işi, ilk icraatı can oluyor.
Elbette can olmalı fakat önce canan denildiğinde ahlaklı bir duruşunuz da olmalı.
Bugün ahlaklı bir duruş sergileyen var mı?
Hepten yok demiyoruz.
Gerçekten hak, hukuk, adalet, ahlak gözetenlere sözümüz yok.
Sözümün önceliği can olanlara…
Ülkemizde çok partili demokrasi düzenine girildiğinden beri bir torpil olayı, adam kayırmacılık gerçeği var maalesef.
Son yıllarda ise daha da artış oldu.
Fakat bu kayırma yoksulla, garibanla yardımlaşmadan ziyade, yakınını işe aldırma şeklinde oluyor
Önce can, sonra canan derdi önceki zamanların bencilleri.
Şimdilerde ise cananı tanıyan yok.
Meydanlarda hep can, sadece can diyenleri görüyoruz.
Geçtiğimiz günlerde bir haberi tüm kanallar paylaştı.
Gerçi bu tür haberler o kadar çoğaldı ki, ne ilk ne de son.
Bizde bir laf vardır “adam kırıklığa gitmiş, ay erken doğmuş” derler.
Güç elinde olup da ülkede yapmayan var mı, rektörde yapmaya kalkışmış eline yüzüne bulaştırmış.
Bazen böyle oluyor.
Atılan taş yerini bulmuyor.
Kabak rektörün başında patlıyor.
Söz konusu haberde iddiaya göre bir üniversite rektörü Personel Daire Başkanlığı’nda sadece eşinin kriterlerini karşıladığı ilan açıyor.
Böylelikle sadece rektör eşi başvuruda bulunmuş ve hak kazanmış oluyor.
Yahu bu haber çok iğlimizi çekiyor.
Ülkemizde yaşayanlar için çok yabancı bir durum değil.
Bu ve buna benzer haberler.
Her gün onlarcası çıkıyor karşımıza.
Şaşırmıyoruz artık.
Ama ağırımıza da gitmiyor değil.
Nasıl gitmesin ki.
Bazıları dayıları sayesinde taş atıp, kolunu yormadan iş buluyor.
Bazısı da yorulduğu halde hakkını alamamaktan hayattan bıkıyor.
Her gün bitirdiği okulun diplomasına bakıyor.
Yıllar verdim okudum ama bir işim olmadı diye uykusuz geceler yaşıyor.
Seçilmiş yakını olan hemen işe buluyor.
İktidar partisinde görev alan makamlara geliyor.
İş, aş derdinde olan diplomalı gençleri yoran adaletsizlik.
Gençleri yaşamdan kopartan, insanların düzenlediği sistemlerdir yanlış olan.
Makamlarını kendi çıkarına kullananların düştüğü yüz kızartıcı duruma kimseyi düşürmesin.
Makamını hakkın, adaletin, milletin menfaatine kullanan, halkın hakkını daima gözeten yöneticilere ihtiyaç olduğu da unutulmamalı.
.