Kırşehir Zafer Çam
SİYASET TİCARET ALANI DEGİL
Siyaset kurumu hizmet alanıdır.
Ticaret alanı değildir.
Ülkemizde siyaset kendi alanından uzaklaşmış ticaret alanına dönmüş durumda.
Ne yazık ki ülkemizde Para kazanmanın en kolay yolu olarak, siyaset görüldüğünden, işin ehli olanlardan çok işin ehli olmayan, toplumda karşılığı, güveni, itibarı zayıf veya hiç olmayan, donanımsız kişiler siyasete daha çok talip oluyor ve ne yazık ki birçok siyasi partinin merkezleri tarafından bunlar atanarak halka dayatılıyor.
Böyle Seçilmiş siyasilerde ülkenin ve şehrin geleceği için değil kendi geleceğinin peşine düşmüş oluyorlar.
Ehil olmayan insanlar siyasetin içerisindeler.
Seçilmişler kendi istedikleri gibi ülkeyi ve seçilmiş olduğu şehri yönetmeye çalışıyorlar.
Şehre deneyimli, ehil insanlar atanmıyor nerde seçilmişlerle yakın ilişkileri olanlar var onlar öncelikli oluyor.
Asıl olan yüklenen emanetleri taşıyacak ehillerin olması.
Hizmet ve görev ehli olmayan bürokrat ve idarecilerin işbaşına getirilmeleri ve atanmalarına öncülük eden siyasetçiler, hangi partiden olursa olsun geçmişten bu güne kadar hepsi büyük vebal altındadır.
Bugün seçilmişin iki dudağı arasında ben falan müdürü aldım diyor alıyor.
İtiraz eden çıkıyor mu nerde.
Çıkanda itibar görmüyor.
Seçilmişin sözünden çıkmayan, geliyorum dediğin de çayı, kahvesi, masası hazırlanan liyakatsizleri atanıyor.
Seçilmişlere itiraz eden değil itaat eden lazım oluyor.
İtiraz derken bu yanlış, doğrusu bu diyen müdürler sevilmiyor.
Sen seçilmiş ola bilirsin, ben bu görev de bulunuyorsam adaletli olmalıyım ülkenin, halkın ve insanların haklarını korumalıyım diyen müdürlerde uzaklaştırılıyor.
Siyasetin bulaştığı çark doğru dönmüyor.
Fakat bu yazımda iktidardan, muhalefete, yeni kurulmuş ve kurulacak tüm siyasi parti ve oluşumlara sesleniyorum;
Gelinen nokta itibariyle halkın büyük kesimi siyasete karşı güveni ve inancı çok zayıflamış durumda.
Bunun en önemli nedenlerinden biri de siyasetin kazanç elde etme, ticaret kapısı haline getirilmiş olmasıdır.
Oysa demokratik sistemlerde halkın iradesiyle seçilen siyasetçiler ve siyasi irade tarafından atanan idareci ve bürokratların temel görevleri Ülkeye, halka hizmet etmektir.
Bu gün demokrasi adıyla halka hizmetin ötesinde kendi çıkarlarına hizmet edenleri görmekteyiz.
Hak, hukuk, adalet, ahlak kavramları yok olmuş durumda.
Geçmişten günümüze kadar gerek merkezi hükümette gerek mahalli idarelerde yani belediyelerde işbaşına gelmiş az veya çok hemen hemen tüm siyasiler çoğunluk itibariyle siyasi konumunu kendi ve yakın çevresi için çıkar amaçlı kullanmıştır.
Yaşımız itibarıyla bunları gördük ve biliyoruz.
Hal böyleyken haklı olarak insanların siyaset kurumuna ve siyasetçilere karşı gittikçe güveni azalıyor.
Ne yazık ki ülkemizde Para kazanmanın en kolay yolu siyaset görüldüğünden, birçok siyasi partinin içerisinde var olduğu, ister iktidar, ister muhalefet ols dürüst siyasetçiler bu konuda tavrını ortaya koymalı ve siyasetin hizmet kurumu olduğu birileri için ticari şirket olmadığını hatırlatmalı ve bunun önü artık kesilmelidir.
Balık baştan kokar diyenler boşa söylememişler.
Çürük elmalar var oldukça sağlam elmalarda bozulacak.
Siyasetin içerinde öncelikli olarak çürük elmalar ayıklanmalı.
.