İnsanlarımıza bakınca Virüs sen neymişsin dedirtiyor.

Yasayı, kanunları takmayan, görevlilere kafa tutanlar.

Cezayı yazan görevliye hakaret edenler.

Can benim değil mi, sana ne diyen ukalalar.

Virüs olduğunu bilerek karantina altındayken hastaneden kaçanlar…

Alkolün etkisiyle polisin üzerine yürüyenler.

Bütün bunlar bizim ülkemizde oluyor.

Kırşehir sokaklarında bile yasaya uymayanlar gezip tozuyor.

Parklarda kurallara hiç aldırmadan oturanlar.

Valiliğin, belediyenin anonslarına kulak tıkayanlar.

Devlet görevlilerinin uyarılarını hiçe sayanlar.

Şehrimizde siteler apartmanlar karantinaya alınıyor.

Alınan tüm tedbirler ilimizde yaşayan insanların sağlığı için değil mi?

Televizyon kanalarında çocuğu ve hanımın yanında, resmen görevli devlet memuruna değil Türkiye’ye meydan okuyan bir baba…

’Çocuk benim değil mi’ diyen bir aile…

Sevdiklerini ve çevresini nasıl bir tehlikeye sürükleyebileceğini, bu kadar yaşanan acı tecrübelere rağmen hala düşünemiyor.

Bu insanlar.

Dünya virüsle kaynıyor ülkeler acil kararlar alıyor.

Karantina süreleri uzatılıyor.

Ülkemizde münferit olaylar yaşanırken.

Bir de çılgın geceye ne demeli?

İnsanlarımıza yakışmayan Cuma gecesine…

Otuz bir ilde yaşanan kuyruk gecesin de yumruklar konuştu…

Sokağa çıkma yasağının açıklanmasıyla raflara koşan açlar sürüsü.

Marketlere, tekel bayilerine, kuruyemiş işyerlerine, manavlara, fırınlara, tezgâhları talan eden insanlarımıza…

Caddelerde oluşan araç yoğunluğuna…

Akaryakıt istasyonlarındaki uzun kuyruklara…

Yahu toru topu iki günlük sokağa çıkma yasağı için değer miydi? İki gün evde tükete bilecek misiniz aldıklarınızı.

Belki birçoklarının paketini bile açmadınız.

Bütün bunlar insanlarımızın aç gözlüğü.

Kendinden başkasını düşünmezlik…

Ben doyayım da gerisi ne olursa olsun anlayışı.

Bunların hepsi yok olmuş kaybolmuş ahlaktan kaynaklanıyor

Sonuçta fırınlar ve eczanelerin hizmete devam edeceği açıklanmıştı.

İnsanlar sokaklara ve alış veriş yerlerine koşuşunca ne yakın mesafe kaldı, ne maske hepside birkaç saat içerisinde bir gecede yok oldu.

Haftalarca alınan tüm tedbirler üç saatte unutuldu.

İnşallah, bu insanlar taşıyıcı, bulaştırıcı olmasalardı.

Açıklama saati uygun muydu buda ayrı bir tartışma konusu.

Belki bu kadar izdiham olmazdı destekte bunlar bizim insanlarımız.

Sokağa çıkma yasağı olduğu halde marketçinin kepenk altından satış yapığını televizyonlarda şahit olduk.

Önce insanlarımız eğitilmeli.

Son günlerde ders çıkaracağımız olaylar yaşıyoruz.

Şimdi önümüze bakalım…

Kendimizi koruyup, evlerde kalıp, çevremize destek olarak, bu mücadelede hep beraberiz.

Kurallara uymazsak bedeli ağır ödenecek günler belki geliyor.

Bunun için hep birlikte ev de dur, sağlıklı kal kuralına uyalım.